ADIGE XABZE
orhanocak1952

Sarı Remzi ve kır at

Sarı remzi ve KIR AT

            ---Yıllardan 1965 yılıydı Ayını hatırlamıyorum ama tahminim Eylül ayıydı. Çifteler de büyük bir mal pazarı kurulurdu. Belediye en aşağı 10 dönümlük bir alanı 1,5 m yüksekliğinde taş duvarla çevirmişti. Böylece pazara getirilen hayvanların kaçması önlenmişti. Bu geniş alana tek bir kapıdan girilir burada ki barakada ki görevli tarafından, vatandaşların sattıkları hayvanlardan harç adı altında bir miktar para alır makbuzunu keserdi. Pazar her hafta Cuma günleri tekrarlanırdı.

            ---O hafta annem bir dananın boynuna takılı ipi elime tutuşturmuş, satmamı istemişti. Kapının hemen girişinde bir yer tutmuş gelen müşterilerle pazarlık yapıyordum. Pazarlık desem de evde verilen talimat üzerine tek fiyatta direnip duruyordum. Bir taraftan da acele ediyordum. Hayvanı satınca parasını eve götürüp okula yetişecektim.

             ---Birden bir gürültü koptu, insanlar sağa sola kaçıştılar, kimisi duvar diplerine sindi kimisi de duvarın üstüne çıktı. Bende hemen hayvanın ipini yakınımdaki demir kapının parmaklıklarından birine bağlayıp en yakın yerden duvara çıktım.

               ---Geldiğimde hemen dikkatimi çekmişti bembeyaz bir at iki kişi zor zapt ediyorlardı şaha kalktı mı onu tutan iki kişiyi de havaya kaldırıyordu belli ki onu da satmaya getirmişlerdi. İşte o at ellerinden kurtulmuş ortalığı tozu dumana katıyordu. Millet kendini can havli ile duvarların üstüne atmıştı. At ise önüne ne gelirse gelsin talan ederek pazarın bir ucundan bir ucuna Allah ne verdiyse koşuyordu.

               ---Bazen duvarlara yaklaşıyor sürtünürcesine gidiyordu. İşte o anlardan birinde duvarda ki kalabalıktan biri atın çıplak sırtına atlayarak yelelerinden sıkı sıkı kavradı. At başta biraz şaşırdı ve durakladı sonra başladı çifte atmaya ve şahlanmaya. Bazen de Allah ne verdiyse koşuyor sonra birden duruyor kendini sağa ve sola yatarcasına yere atıyordu, o an da atın üstünde ki adam aşağı atlıyor, at ayağa kalktığında oda geri atın sırtına sıçrıyordu. Bu böyle ne kadar zaman devam etti bilmiyorum birden at bir sütçü beygirine döndü zar zor yürüyerek kendisini ellerinden kaçıran adamların yanına geldiklerinde ön ayakları açık vaziyette durdu burun delikleri demirci körüğü gibi açılıp kapanıyordu.

               ---Her şey sakinleşince pazardakiler atla adamın etrafında büyükçe bir halka oluşturmuştu, adam attan inmiş sahipleri gelip atı alsınlar diye bekliyordu.

            --- Adamın ayağında dize kadar düğmeli bir pantolon ayaklarında da körüklü koyu kahverengi çizmeler vardı ceketinin önü açılmış şapkası da düşmüştü. Adamlar yanına geldiğinde daha konuşmalarına fırsat vermeden önce birine sonrada diğerine birer tokat attı ki tokatların sesi bütün pazarda yankılandı. Yere üst üste düşen adamların gözlerinden çıkan yıldızları ben bile görmüştüm. Adam atın iplerini sahiplerinin eline tutuştururken çerkesce öyle bir küfür etti ki o zaman onu hemen tanıdım. Onun hakkında ata bindimi sanki atın bir parçası olur derlerdi. At dörtnala giderken yerdeki mendili alırdı. Geçimini at alıp satarak sağlardı

          ---- Bu Srıcaova köyünden Sarı REMZİ den başkası değildi.

Orhan OCAK 05-Ocak – 2016 Eskişehir

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol